Ülkeme aşk mektubudur
her yaban
neylersin ki yavan
Edirne ötesi sabah kahvaltıları.
Bizde onun 'çayaltı'dır esası
Ezine beyaz'ı ve Gemlik siyah'ı olmadan olmaz.
Bir de otlu peynir çıkarırsanız
sizden tatlısı bulunmaz.
Yurdum sevmek maceradır
öyle güzeldir ki
onu sevmek marifet bile sayılmaz.
Ankara Keskin ovasında
ısırırken tenini
gecenin süt dişleri
ya da
de ki eyvah!
de ki havar!
Erciş'te
bir göçükte
çocuk istihkakından çalıntı ile karılmış
bir beton muammasının altında
herkesten 'orda kimse var mı' kadar uzakta
misafir nefeslerle umut sayıklarken
yurdun sevmek
maceradır...
ya da
büyük kalpli isimsiz bir kurtarıcı
bir serdengeçtinin kuvvetli eli
sıkısından kavrayınca seni
bir bebek gibi gülümseyince
kurtaranın yeryüzü
yurdun sevmek
maceradır...
yaralarına değince
çok uzaktan
tanımadığın bir dostun melhemi
göz pınarlarına taşınca
memleket
ve
merhamet kelimeleri,
yurdun sevmek
maceradır.
maceradır
çünki sevmek
esasen dilsiz,
gönderenin adresi yok bu aşk mektubu
bu darbı-ı mesel
bu cürm-ü masal
sensiz olmaz,
sensiz olmasın,
sensiz olacaksa
olmasın.
Yılmaz Erdoğan
No comments:
Post a Comment